SAHRAP SOYSAL BU GERÇEKLERİ ŞİMDİYE KADAR NEDEN YAZMADI - Türk Mutfağı Hareketi

SAHRAP SOYSAL BU GERÇEKLERİ ŞİMDİYE KADAR NEDEN YAZMADI

SAHRAP SOYSAL’IN ZEYTİNYAĞLI YİYEMEM AMAN TÜRKÜSÜNÜN SÖZLERİNİ DEĞİŞTİRDİĞİ İDDİA EDİLDİ

Sahrap Soysal’ın medyada yer alan demeçlerinin-ifadelerinin dayanağı kimler ve kaynakları kimlere ait?

Sahrap Soysal ile ilgili son günlerde yayımlanan içerikler başkalarının çalışmalarından esinlenerek kendisine aitmiş gibi mi gösteriliyor?

Türkünün sözlerinin değiştirilmesi mi önemliydi yoksa gerçeği yazarak toplumla paylaşıp insanları bilinçlendirmek mi değerli ve önemliydi?

Gerçeği yıllar önce yazanlara ve toplumla paylaşanlara atıfta bulunulması gerekmez miydi?

Peki, ilgili türkünün adının değiştirildiğinden ziyade asıl sorularak cevaplanması gereken sorular içinde neden böyle bir türkünün yazıldığı konusunın detaylı şekilde yer alması gerekliliği değil miydi? Şu halde kimler bu konuda toplumu aydınlatmak için çalışmalar oluşturdu ve kimler bu çalışmalara kitaplarında yer verdi? Ya da olasılık dahilinde diğer bir değişle şimdiye kadar yazdıkları yazılarında veya kitaplarında bu konuda tek satır yazılı kaynak bile oluşturmayan kimler, hangi çevreler işin medyatik gösteriş tarafıyla daha çok ilgilendiler?

Türkünün adını değiştirdiğinizi ifade ederek göbek atarak medyatik gösteriş yapmak mı önemlidir yoksa neden böyle bir türkü yazıldığı konusunda toplumu bilinçlendirmek için çalışmalar yaparak kaynak oluşturmuş olanları asla görmezden gelmeden, onların emek verdiği çalışmalarının üzerine daha fazla kaynaklı eser, araştırma çalışmaları koyabilmek mi çok daha önemli ve değerlidir?

 21 Şubat 2022 tarihinde izmirkentgazetesi.com ve milliyet.com gibi sitelerde yer verilen bazı haberlerde şu ifadeler yer aldı: “Ünlü yemek uzmanı ve yazar Sahrap Soysal, 1952 yılında Türkiye’de margarin üretimine başlandığını, Türk halkının margarin yemesi için “Zeytinyağlı Yiyemem Aman” türküsünün yazıldığını ifade ederek bu türküsünün sözlerini değiştirdi.”

Peki bu cümleleri ilgilendiren çalışmamaları 2009’da yayımlanan makalelerinde ya da 2014’te yayımlanan kitaplarında bile işlemiş olanlardan Prof. Dr. Kenan Demirkol, Kemal Özer ve Hülya Erol gibi kişiler kasıtlı olarak görmezden mi gelindi? Peki neden?

Bu konularda makale yayımlayanların, kitap dahi yazanların sahip olduğu cesareti veya duyarlılığı hiçbir zaman gösterememiş olanlar, bu önemli çalışmaları yapanların söylemlerinden esinlenerek bazı şeyleri kendilerine yontmadan önce onlara ve çalışmalarına atıfta bulunmuş olmaları gerekmez miydi? Medyada yayınlattıkları demeçlerden veya söylemlerden yola çıkarak ilgili konularda dayanak olmaksızın toplumla bilgi paylaşmaya çalışanların yukarıda kaynağı bulunan kişilerin kitaplarını, makalelerini veya çalışmalarını okumadıklarına ya da konuyu hiç araştırmadıklarına kim inanır?

Neredeyse birçok önemli konuda olduğu gibi; bu konularda da asıl önemli kaynakları ve çalışmaları oluşturanlar neden kasıtlı olarak görmezden gelinmeye çalışılır?

Bu meselelere bilindik medya organlarında köşe yazarlığı yapmış olmalarına rağmen bile yıllarca hiç değinmemiş olan kişi ya da kişiler; asıl atıfta bulunmaları gerekenleri görmezden gelerek acaba konuyu yine sadece kendilerine mi yontmaya çalıştılar?

Bir süre önce Horecafair ve TAFED-Türkiye Aşçılar Federasyonu’nun sosyal medya paylaşımından da yayınlanmış olan bir görselde yemek uzmanı ve yazar olduğu belirtilen Sahrap Soysal’ın ‘Zeytinyağlı Yiyemem Aman’ türküsünün sözlerini ‘Zeytinyağlı Yiyelim Aman’ diyerek değiştiren kişi olduğu belirtildi.

Yaptığımız detaylı araştırmalar sonucunda elde ettiğimiz sonuçları ve bizleri düşündüren soruları tüm detaylarıyla sizlerle paylaşıyoruz;

Edindiğimiz bilgiler ışığında ve Sahrap Soysal’ın kendi ifadelerine dayanarak Zeytinyağı tüketiminin artırılmasını amaçladığı için bu türkünün isimini değiştiren kişi olduğu sonucuna varıyoruz.

  • Peki gerçek sadece bundan mı ibaret? Ya da Sahrap Soysal’ı bu eyleme iten asıl çalışmaları kimler yaptı veya yazdı?
  • Sahrap Soysal’ın toplumumuzu bilinçlendirerek zeytinyağı tüketiminin teşvik ediliyor olması gerekmez miydi?
  • Peki toplumu bilinçlendirmek amacıyla yıllar önce çalışmalar yapmış olanlar aslında kimlerdi?
  • Sahrap Soysal’ın hem zeytinyağı hem de söz konusu türkünün sözleriyle ilgili olarak asla değinemediği, hatta olasılık dahilinde yazılarında veya kitaplarında değinmekten kaçındığı gerçek aslında nedir?
  • Sahrap Soysal’ın ifade ettiği gibi türkünün adının değiştirilmesi sadece zeytinyağı tüketiminin artırılmasına yönelik bir hamleymiş gibi düşünülerek mi ele alınmalı?
  • Asıl sorulması gerekenin “Zeytinyağlı Yiyemem Aman” diye bir türkünün neden yazılmış olduğu değil midir? O halde Sahrap Soysal neden bu konulara detaylı şekilde hiç değinmeden ve bu konulara gerçekten değinenlere hiç atıfta bile bulunmadan bu türkünün adını değiştiren kişi olarak bilindik medyada kendisini öne sürdürerek ortaya çıkarttırmıştır?
  • Yoksa Sahrap Soysal’ın insan sağlığını düşünerek bugüne kadar hiç değinemediği konularda toplumumuzu zeytinyağından uzaklaştırmak isteyen ya da istemiş olanların bu türküde bir parmağı mı vardı?
  • Eğer bu türküde belli bir kasıt ve toplum sağlığına zarar veren bir yön varsa, o halde zeytinyağı konusunda kendince bir duyarlılığı toplumda oluşturmak istemekte olan Sahrap Soysal’ın bu gibi konulara daha detaylı şekilde açıklık getirmesi gerekmez miydi?

TMDH olarak Sahrap Soysal’ın ilgili konuyu derinlemesine irdelemeden ve araştırmaksızın sadece yüzeysel şekilde bilindik medyada yer almış olacağına ihtimal vermiyoruz. Bu açıdan değerlendirildiğinde sadece türkü adının değiştirilmesiyle alakalı olacak şekilde Sahrap Soysal’ın yer aldığı ilk kaynağın 2017 yılında toplumla paylaşıldığı sonucuna ulaştık. İlgili konuda Sahrap Soysal’ın yer aldığı şekilde eğer daha eski tarihlere gidebilecek kaynaklara ulaşanlar olursa; aşağıda yer vereceğimiz e-posta adresimizden bize iletmeleri halinde paylaşılan bilgileri yayımlayacağımızın garantisini de veriyoruz. (Sahrap Soysal’ın bugüne kadar yazmış olduğu tüm yazıları veya kitapları bu taahhütte dahildir.)

Yukarıda yer verdiğimiz hususlara karşılık; yöresel yemek uzmanı, Türk halk mutfağı araştırmacısı, tatbilir-yazar Hülya Erol’un 2014 yılında ilk baskısı yayımlanmış olan “Hazır Alma Kendin Yap” isimli kitabının 276’ıncı ve 277’inci sayfalarında Prof. Dr. Kenan Demirkol ve Kemal Özer gibi isimlerin çalışmalarına atıfta bulunularak şu ifadelere yer veriliyor:

Hazır Alma Kendin Yap Kitabından Alıntı: “Medyanın Gıda Üzerindeki Gerçeği: Açık havada bırakınca sineğin yakınından bile uçmadığı margarinler piyasaya sürülürken de haince konuşan, daha doğrusu konuşturulan kişiler olmuş. Prof. Dr. Kenan Demirkol27  2009 yılında mülkiye dergisinde yayınlanan makalesinde, Bursa’ya ait olan ‘Zeytinyağlı yiyemem aman’ türküsünün ısmarlama olarak bestelendiğini belirtmiş. Türküde bir genç kızın evlenip gurbete gidişi, yemeklere, kıyafetlere ve hatta kocasına alışamadığı anlatılır. Ardından, ‘Asmadan üzüm aldım, sapını uzun aldım, verin benim yârimi, annemden izin aldım’ dizeleri kafaları karıştırır. Gerçi 1952 yılında Türkiye’de ilk fabrikasını kuran için genç kızın yaşadığı ruhsal sorunlar, kocası olmasına rağmen yârine gitmek için annesinden izin alması gibi kafa karışıklığı çok da önemli olmasa gerek. Üretici firmanın 1952’de fabrika yatırımı, 1953’te margarini halkla tanıştırması ve ardından 1954’te türkünün Türk halk müziği repertuvarına 1133 numara ile kayıt edilip sıklıkla radyoda çalınması ve türkünün sözlerindeki çelişki Demirkol’un iddiasını güçlendiriyor ve çok da mantıklı kılıyor. Halk bir ‘zeytinyağlı yiyemem’ türküsüyle göbek atarken zeytinyağını unuttu ve margarine alıştı. Yönetmen Ömer Lütfü Akad o yıllarda ‘Tarladan Fabrikaya Bitkisel Yağın Elde Edilişi’ adlı belgesel çekmiş.28 Kemal Sunal’ın ‘Şendul Şaban’ filmindeki ‘Sana’ veya ‘Vita’ markalı yağ ambalajlarının göründüğü gizli reklamları hatırlayınca, margarin üreticilerinin zeytinyağını zihnimizden silmek için özellikle görsel basında ne kadar büyük savaş verdiklerini daha iyi anlıyoruz.

Medyanın yönlendirmesiyle kitlelerin düşüncelerine yön verebileceği söylenen ve bu konuda fikrine başvurulan kişilerin başında gelen Naom Chomsky’nin akıl almaz düşüncelerinden birine göz atalım. Naom Chomsky kitlelerin düşünmesini engellemek için korku psikolojisini devamlı taze tutmak gerektiğini söyleyip insanları sürü olarak tanımlıyor. “…Demokrasi, seçilmiş sınıfın, toplumun sahibi olan efendilerinin hizmetinde çalışmak üzere eğitildiği bir sistem olmalıdır. Nüfusun geri kalan kısmı her çeşit örgütlenmeden yoksun bırakılmalıdır, çünkü örgütlenmek sadece başa bela olur.” Diyerek topluma karşı duyduğu sevgiyi(!) dile getiriyor. Çağımızın filozofu olarak nitelendirilen Chomsky şöyle devam ediyor: “…Onlar, yalnız başlarına televizyon karşısında oturarak, hayattaki en önemli şeyin mal mülk edinmek ya da şu izlediğiniz iyi halli, orta sınıf aileler gibi yaşamak ve Amerikancılık, uyum gibi değerleri elde tutmak olduğunu söyleyen mesajı kafalarına kazımalıdır. Hayat bundan ibarettir. Hayatta bundan daha fazlasının olabileceğini geçirebilirsiniz aklınızdan; ama o kanalı tek başınıza izlerken her şey orada olup bittiğine göre kendinizin delinin teki olduğunu zannedersiniz. Ve bir örgütlenmeye izin verilmediği için -ki bu çok önemlidir- deli olup olmadığınızı öğrenme yolu yoktur…Şaşkın sürü bir sorundur. Onların kükremesini ve düzene karşı gelmesini engellemeliyiz. Onları başka şeylerle oyalamalıyız. Onlar, süper lig maçlarını, televizyon dizilerini ya da şiddet filmlerini izlemeli.”29 (Hülya Erol’un Hazır Alma Kendin Yap Kitabından Alıntı: 27 Prof. Dr. Kenan Demirkol, Beslenmenin Demokratikleştirilmesi, Mülkiye Dergisi, 2009, Cilt 33, Sayı 262 – 28 Kemal Özer, Şeytan Ye Diyor, Hayy Kitap, İstanbul, 2013 s:356 – 29 Naom Chomsky, Medya Denetimi, Everest Yayınları, İstanbul, 2008, s:11)

17 Aralık 2017 tarihli hürriyet.com.tr’den yayımlanmış olan bir yazısında Sahrap Soysal, zeytinyağı tüketimin artırılmasına yönelik olarak türkünün sözlerini değiştirerek söylediğini belirtmiş.

“Çok değerli markalarımızın, tüketicinin alabileceği fiyatlarda zeytinyağını raflarda sergilemesini istiyoruz.” -Sahrap Soysal”

“Zeytinyağlı yiyemem aman” türküsünün sözlerinin değiştirilmesini istedim. 1954’te Muzaffer Sarısözen tarafından, İhsan Kaplayan’dan kaynak gösterilerek derlenen bu güzel türküyü çok severim. Türkünün sözlerinin “Zeytinyağlı yiyelim aman, basma da fistan giyelim aman” diye düzenlenmesinin, zeytinyağı tüketiminin artırılmasına yönelik çok hoş bir hamle olacağını belirttim.” -Sahrap Soysal

Milliyet.com.tr üzerinde yer alan 21.02.2022 tarihli bir haberde şu ifadelere yer verildi;

(Ünlü yemek uzmanı ve yazar Sahrap Soysal HORECA Fair’in en renkli dakikalarına imza attı:1952 yılında Türkiye’de margarin üretimine başlandığını ve halkın margarin yemesi için “Zeytinyağlı Yiyemem Aman” türküsünün yazıldığını ifade eden Soysal, türkünün sözlerini değiştirdi. Zeytinyağlı Enginarlı İzmir Pilavı tarifi veren Soysal, türküyü “Zeytinyağlı yiyelim aman” diyerek hem seslendirdi hem oynadı. Zeytinyağının sağlığa olan faydalarına dikkat çeken Soysal, “Zeytinyağı, altın değerinde bir sıvı. Elimizden geldiğince zeytinyağını desteklemek lazım” dedi.)

‘Zeytinyağlı Yiyemem Aman’ türküsüyle ve bu türküyle amaçlanan konuyla ilgili olarak uzun yıllar önceden yapılmış yazılı çalışmalar hatta kitaplar bulunmaktadır. Bazı bilindik medya organlarının şimdiye kadar bu ciddi konulara hiç değinmemiş olan Sahrap Soysal açısından tek yönlü şekilde bakmaları, bizlere yukarıdaki sorularla beraber şunları düşündürerek sordurmaya devam ettirmektedir;

  1. Sahrap Soysal bugüne kadar yazmış olduğu yazılarında veya kitaplarında Zeytinyağlı Yiyemem Aman türküsünün asıl gerçeğine hiç değinmiş midir? Değinmişse kendisi bizlere yazılı kaynak gösterebilir mi?
  2. Olasılık dahilinde Sahrap Soysal bugüne kadar yazdığı yazılarında veya kitaplarında bu ciddi konulara hiç değinmemiş olmasına rağmen, son yıllarda ortaya çıkarak bu türkünün adını değiştirmek için neden bu kadar beklemiştir?
  3. Sahrap Soysal, bu konuda kamuoyunu bilgilendiren yazıların, çalışmaların ve kitapların sahiplerine ya da türkünün ismini değiştirmesine dayanak olan kaynaklara neden hiç atıfta bulunmamıştır? Yoksa Sahrap Soysal Türkiye’de Türk mutfağı ile ilgili çok önemli çalışmaları bulunan isimlerden ve bu isimlerin özgün çalışmalarından hiç haberdar olmadığını mı iddia etmektedir?

Yukarıda yer alan konularda isimleri geçen kişiler cevap haklarını kullanmak isterlerse veya bizi düşündüren çelişkili konularda sorduğumuz tüm sorulara açıklık getirmek isterlerse Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. e-posta adresimiz üzerinden bizlere iletecekleri cevaplarını yayımlamayı TMDH olarak garanti ve taahhüt ederiz.

TÜRK MUTFAĞI DİRİLİŞ HAREKETİ

tmdh_logA.png

KONUYLA İLGİLİ OLABİLECEK OLAN ARŞİV BAĞLANTILARI

25 Kasım 2017 - YOUTUBE

17 Aralık 2017 - Hürriyet

21 Şubat 2022 - Milliyet

logologo3wtca1logo tolgahanzg logo