NE BEKLİYORLARDI Kİ ? - Türk Mutfağı Hareketi

Ne bekliyorlardı ki? Ne Bekliyordunuz ki ?


Ne eker isen onu biçersin sözü gerçekten doğru bir sözdür.

Öğrenmesini, düşünmesini ve alın teri ile çalışmasını bilen herkesin de sevdiği bir sözdür.

Bu yazımda 2020 yılı içerisinde adrese teslim olarak doğrudan veya ilgili konuları bilenler dâhilinde de dolaylı olarak verdiğimiz tepkilerle ilgili tüm muhataplara ve camiamıza şu soruyu soracağım: Ne bekliyorlardı ki? Ne Bekliyordunuz ki ?

Yıllar önce rahmetli Zeki Gülyiyen’in oğlu olarak şahsımın en doğal hakkı olan onun manevi mirasından beni istikbalde mahrum etmek istemiş olanlar ne bekliyorlardı ki...

20 yaşında birini bulundukları konumlarına yakışmadan en acımasız şekilde tehdit edenler, kendilerini güçlü sanan koca koca adamlar, bunları bilip susanlar ve bazı şeylerin üstünü örtmeye çalışmış olanlar ne bekliyorlardı ki...

Bu günlerde hakikatleri görüp, duyup anlayanlar;

Kendi aralarında asıl mevzuyu görmezden gelip de, her zaman olduğu gibi alakasız başkaca konuları konuşanlar ne bekliyorlardı ki...


Zeki GÜLYİYEN gibi bir değeri olmayanlar, onun gibi bir değerin manevi mirasını silmek için her türlü çirkinliği ve zalimliği yapmaktan da asla geri durmadıklarında sonuç olarak ne umuyorlardı ki...

Gerçek değerlerimizi ön plana çıkarttığımızda hep rahatsız olanlar, ahde vefadan bahsedip vefanın zerresini barındırmayanlar, 20 yaşımda savunduğum konularla ilgili olarak görevli bulundukları o derneklerde-federasyonlarda dedikodular yapıp ardımızdan konuşanlar ne bekliyorlardı ki...

Kamuoyu önünde başka konuşanlar, kendileriyle kaldıklarında ise tamamen bambaşka yüzleri olanlar;

Bu konuları bilmelerine rağmen hep hasıraltı etmiş olanlar, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenler ve kendi dünyalık çıkarları, kazançları İçin her türlü kılığa girebilenler ne bekliyorlardı ki...

Gerçekleri duymayı sevmeyenler, yalanlarla kendi kendilerini kandırmaya bayılanlar, mesleğimizin onurunu ayaklar altına almış olarak başkalarının haklarını yiyenler ne bekliyorlardı ki...

Camiamızı çok iyi bilenler, doğru söyleyenleri dokuz köyden kovmaya bayılanlar;

26-30 Ağustos 2009 tarihlerindeki tehditler konusunda, hatta daha öncesinde ve sonrasında yapılan başkaca tehditler zorbalıklar konusunda şahsımdan ne bekliyorlardı ki...

En doğal hakkım olan babamın manevi mirasını dahi çok görmüşlerdi.

Susmamı, ayrıştıranlara tepki vermememi, şahsıma yaşatılanları unutup asla gerçekleri konuşmamamızı mı bekliyorlardı?

Ne bekleyeceklerdi: Bir Zeki Gülyiyen daha istemiyoruz demişlerdi. Unutmamı, değerlerimizi unutmamızı, onları silmelerine ses çıkartmamamı, baba mesleğimi dahi yapmamamı istiyorlardı, arzu ediyorlardı. Sindirilmiş ve silinmiş olmamı bekliyorlardı. Ancak o çirkin emellerine asla ulaşamadılar.

Hiç şüphe yok ki kendilerini güçlü sanan bazı zalimler elbette bunları bekliyorlardı. Ancak gerek bu dünyada, gerekse ahirette insanoğlu gerçekten de ne ekerse onu biçiyor.

Hiç şüphe yok ki her şeye ve herkese gücü yeten biricik Allah zalimlerin yaptıklarını yanlarına bırakmıyor. Hiç şüphe yok ki mazlumları koruyup, zalimlere karşı güçlendiren Allah’ın hikmetleri ve gücü sonsuzdur. Hiç şüphesiz ki; kuyuya düşenlere, zorda olanlara yardımcı olarak tek bir Allah yetmektedir. Yeter ki onlar bir tek her şeyi yaratan Allah’a tevekkül edip, bir tek ondan yardım istesinler. Gerçekten de Allah kuluna kâfidir. Gerçekten de Allah sadece kendisine dayanıp, bir tek zatından medet umanları yarı yolda bırakmaz. Gerçekten de Allah emek verip çalışanların emeklerini asla zayi etmez.

Fani dünyalıklar ile övünüp, böbürlenip sonra da yarın Hakk'ın huzurunda küçük düşmekten rabbim Allah'a sığınırım. Benim övülecek veya övünecek hiçbir şeyim yoktur. İnsanoğlunun nefsi övgüler duymayı sever, başkalarının övgü dolu sözleri nefisin hoşuna gider. Ancak insanların çoğunun övgüsü beklenti içinde olduklarından kaynaklıdır. Hatta bazıları dalkavukluk derecesinde bu konuda ustalaşmışlardır. Rahmetli babamın yanında, etrafında da böyleleri olmuştur. Ben ise yaşadığım çoğu şeyden elimden geldiğince ibret almaya çalışmışımdır. Belki de o yüzdendir ki; insanlar tarafından şahsıma yapılmak istenen övgülerden veya takdirlerden asla hazzetmemekteyim.

Zalimlik yapanlara karşı kazandığımız zaferlerin gerçek sahibi bize o zaferleri bahşeden biricik Allah’tır.

Şu halde gerçekten de övülmeye layık biri var ise o da sadece her şeye ve herkese gücü yeten tek bir Allah’tır. O halde övgülerde bulunmak isteyenler, sahiplendiklerimizin gerçek sahibi olan rabbim Allah’ı övsünler.

Saygılarımla

Tolgahan Gülyiyen

logo-tolgahan.jpg

logologo3wtca1logo tolgahanzg logo